5 Temmuz 2014 Cumartesi

Kandırıkçılar...versiyon 2

Eveet bugün kandırıkçılık konumuza başka örnekler ile devam edeceğiz efendim....
Başımızdan geçen hikayelerden bir kaçı daha; Eskisine ek bugün 4 hikaye birden yazıcam kısa kısa, hadi okuyun öğrenin bakalım....


2. Olay ;
Günlerden bir gün yine bilgisayar dükkanına bir adam gelir. Adam diyorum sıfat belirtmek için yoksa şerefsiz tokatçınn biri olur kendileri.
Aşağıdaki replikler bizzat yaşanır. (apartman ve kişi isimleri değiştirilmiştir)
- Buyrun
- Selam dostum ben geçen ay sizden bir kartuş almıştım hatırlarsınız nasılsınız?
- İyilik sağlık buyrun.
- Yav benim Samsung xxxx marka model iki yazıcıya ihtiyacım var var mıdır sizde acep?
- Eee yok ama getiririz sorun değil.
- Kaça?
- Bakim bi.. hmmm.. tanesi 59€+kdv yaniiii  70€
- Peki o zaman ben ödemesini yapayım. (Der cebinden 500€ luk birkaç banknot çıkarır. Verecek gibi yapar yeniden cebine sokar ki adamın parası olduğunu görelim)
Yaa benim acil işe gitmem lazım zaten taşıyamam evde de kimse yok siz bunu akşam 7 gibi eve getirir misiniz? Ev hemen bu sokakta 3 yan apartman? Tospa apartmanı daire 9. Geldiğinizde ödemesini yapsam?
- Eee olur tabi.
- Yalnız 500€ bütün vereceğim ona göre üstünü de € olarak getirirseniz sevinirim.
- Olur. Yani 360€ vereceğiz.
- Sağolun akşam görüşürüz.
.......... (Akşam olur)
Akşam saat 7 de dükkanın 2 elemanı 2 yazıcıyı da kucaklamış verilen adrese doğru yola çıkar, tam apartmanın önüne geldiğinde sabah dükkana gelen kişi apartman kapısındadır.
- Selam getirdiniz mi yazıcıları?
- Abi getirdik ahanda burda.
- Garantisi var dimi bunların sonra sıkıntı çıkmasın? (Size karşı güvensizlik yarattırıyor)
- Olur mu? 2 yıl garantisi var abi sıfır ürün bunlar. (Açıklama gereği hissettiriyor adama)
- Çok iyi, siz bunları yukarı çıkarın bende markete çıkıyordum. Daire 9 unutmayın. Ben marketteyken gelirsiniz diye 500€ parayı eşime bıraktım ondan alırsınız ücreti de.
Yalnız para üstünü alayım ben hazır karşılaşmışken.
- Al abi 360€
- Eyvallah görüşürüz.
..... Şerefsiz hızla uzaklaşır, Elemanlar kucağında yazıcılarla 4. kat 9 numaraya çıkar ve zile basar...
- Kimmmmoooğğ?  (70 yaşında nenem kapıyı açar)
- Yazıcı getirdim
- Evladım neyyyyy?
- Yazıcı teyzem
- Ne dioonn?
- Teyzeee aşşadaki adam..dediki.. eşi yazıcı ... yazı... yaz.... Siktir! Hassiktir....

.......
Eleman kucağında yazıcılarla işyerine geri gelir, patron sorar "ne oldu?" diye eleman "abi orada öyle biri yokmuş" "Anlamadık, karıma verin dedi yaşlı teyze çıktı Alla Alla...vermedik tabi geri getirdik"der.
Burada asıl tema, korunması gereken şey yazıcı olduğu için elemanda patronda önce olayı idrak edemez nasılsa yazıcı bizde siktir et der. amaaa 10 dakika sonra.....

- Laaaaan 360€ nerde?
- Abi adama verdiydim?
- Nası laaannnn?
- Hasss.....

Şimdi diyeceksiniz ki ulan böyle bi tezgahtan nasıl kurtuldun? Evet benim daha önceki yazımda bahsettiğim cins elemanım ve dikkatim sayesinde.. Ben o tarihte Çeşme'de tatildeydim.
E patron olmayınca elemanlara da gün doğuyor :) Telefonla idare ediyoruz işleri. Neyse bunlar malları almış gelmiş benim haberim yok tabi.
Bir arkadaşı ile beraber malı vermeye gidecekler 360€ alınmış herşey hazır. Telefonda satıştaki kızla konuşurken kız durumu anlattı.
Hemmmeeen enginn tecrübelerim devreye girdi ve dedim ki "ulan biz sadece kurumsal firmalara satış yapıyoruz son kullanıcıya satışımız yok" biiirrrr, Buraya yeni taşındık 1,5 ay oldu ne bir tabela ne bişi hiç bişi yok üstelik mahalledeki esnafı bile tanımıyoruz ikiiiiiii. "ulayyyn biz kartuş hiç satmıyoruz ki" üüççççççç...
"Sakın gitmesinler malı vermeye" diye talimatımla iş patlamadan bitti. Zaten benim meşhur eleman yine kıllanmış adamın tipine ama bir yandan da hazırlamış euroları da köfte :))))
Olayın nasıl devam ettiğini ve sonuçlarını nereden mi biliyorum? :) Mecidiyeköy de bilgisayarcı o kadar çok ki tahmin bile edemezsiniz :)))

Kıssadan hisse........
Tüm dolandırıcılar sizin dikkatinizi bir yere odaklarken başka yönden paranızı tırtıklarlar.....
Lütfen dikkat edin çarpılmayın...

.......................



3. Olay ;
Eveeet bununla beraber kandırık hikayemiz 3 olacak.
Bu hepimizin başına gelmiş bir hikayedir. Ortalıkta pek fazla gezinmesem bile hiç gelmediyse 7-8 defa başıma gelmiştir. Benzin istasyonu, alışveriş merkezi önü birini beklerken yada aracınızından hemen inmişken; düzgün giyimli, düzgün bir Türkçesi olan, traşlı bir genç aracıyla size yanaşır. Siz sanırsınız ki adres falan soracak.

- Abi bakar mısın?
- ?
-Abi ben thy de, havaalanında çalışıyorum (ulan hep aynı senaryo a.q.)
- ?
- Ya arabamın benzini bitmek üzere cüzdanımda kartlarda hepsi evde acil sarıyere gitmem lazım.
- Paramı istiyosun?
- Yok abi öyle şey olur mu dilencimiyim ben lütfen? (Utandırdı bizi hemen peze***nk) Şu parfümleri vereyim sana 4 tane kaldı elimde bak birebir orjinal abi, işyerinden, havalimanında freeshoptan aldım. Orjinali çok para sen dördüne 200 ver abi. Tanesi 50 ye gelir.
Sıkışmasam inan teklif bile etmem kız arkadaşıma almıştım o sebepten abi. (yüzü kızarır başını öne eğer ihtiyacım var karıdan fırça bile yesem napim edasıyla iyice boynunu büker)
(Bunun farklı versiyonları da var. bir diğeri de;
-Abi arabamın benzini yok cüzdanda kartlarda evde, (kolundaki saati göstererek) bak bu rolex abi, altın kaplama, 1200 e almıştım 1 ay önce. Saatçiye versen en az 500-600 kağıdı var 100 liraya verim abi acil yola devam etmem lazım.
gibi......

Bu tiplerle karşılaştığım her zaman sırıtarak sonuna kadar dinliyorum bakalım ne diyecek diye anlatıyoo anlatıyo heyecanlanıyo alcam diye falan , salağa yatıp hmmm höömmm ne diyonn diye dinliyorum ve her seferinde 2 varyasyondan birini söylüyorlar.
En sonunda sırıtarak "ya arkadaşım lütfen biraz yaratıcı ol, hep aynı senaryo, değiştir artık şunu diyorum". Sonrasında patiyle ve küfürlerle kalkan bi araç :)
taaa taaaamm mutlu son :)
Bilin öğrenin, yarın bugün karşılaşırsanız geyiğe sarın i*neleri :)

.......................


4. Olay ;
Altın çakmak hikayesi; Bak bunu bizzat yaşamadım Allah için... Ama epey duydum sağdan soldan....
Antalya gibi turistik yerlerde daha çok yapılır. Yabancı dil (!) konuşan bi adamla bir Türk hararetli bir şekilde dikkat çekecek şekilde konuşurlar.
Meraklı av hemen oltaya takılır.

(a- Ecnebi taklidi yapan tokatçı,    b- Av,    c- Yerli tokatçı,    d- Kuyumcu taklidi yapan tokatçı)

a - boroçka moroçka duroma muroma
b - Selamın Aleyküm.... ne diyooo?
c-  Abi gavurun elinde küçük bi külçe varmış, Iraktan (Şimdilerde Suriye diyorlarmış) kaçarken getirmiş yanında 24 ayar som altındanmış 300grammış; Değeri nerden baksan çok para, ama sıkışmış sanırım anlamadım. Türkiye'deki değerini bilmiyo abi adam. topu topu 5,000TL istiyo param olsa alcam ama param yok vay arkadaş yaa ne adamlar var a.q.
a - boroçka moroçka duroma tutsikiyançek oramakoma buramako yaaa
b - hmmmmmmm. E alsan ya
c- Abi param olsa almammı nası denkleştirsem diye düşünüyorum. Birde emin olamadım kazıklamasın bizi ayak üstü bu gavur?
b- Doğru didin, üçkağıtçı çok piyasada.
c - Abi naapsak? Ahanda şu karşıda kuyumcu var bi gösterelim hem emin oluruz sahtemidir nedir hem gerçek fiyatını da öğreniriz.
b- Doğru dion kardeş hadi.... (Meraklı yurdum insanı ahhhhh)
.......
Vee üçü beraber karşı kaldırımdaki kuyumcunun önüne gelirler. Zaten sıcak olan Antalya'da kapısı klima sebiyle kapalı olan kuyumcunun kapısının önünde sigara içen düzgün giyinimli (mümkünse kumaş pantolon ceket) biri vardır.
c- Arkadaşım kuyumcusunuz di mi?
d- (Aşağılamalı bir sırıtışla yandan tabelaya bakarak bu kuyumcu benim edasıyla) Evet?
b- Şuna bi baksan hocam kaç para eder bu meret?
d- (şaşırmış gözlerle ve çalıdınız mı lan bunu edasıyla) Nereden buldunuz bunu?
b- Ya bi arkadaştan alcaz da ederi nedir?
c- He kaç para eder abi bu?
d- Tartmak lazım içerisi kalabalık şimdi. Ama valla aşşa yukarı 250-300 gramı var, gramı 80 liradan 20-25,000 lirası var bunun. Satcaksan 20 ye hemen alırım arkadaşım.
c- Saol abi kolay gele
b- Aboowwwww saol kardeş. Şurda bi banka şubesi olcaktı gidelim para çekim ben. Tamam arkadaşa söyle alıyorum ben
c- Hocam naaptın ben alacaktım onu
b- E param yok dedin bari fırsat kaçmasın dimi ama?
c- E peki..Banada bişiler ateşlersin artık abi; o kadar uğraştık vesile olduk. Bi sakal atarsın. Bak ben alacaktım sana kısmet oldu. Nasip kısmet.
b- Yav tamam atarız bişiler a.q
c- Eyvallah abi... (Yabancı elemana dönerek) şşş davay davay go go gidelim lan aldık aldık he tamam. Sevindi lan elin garibi ne dünya a.q. yaa...
.............
5,000 ecnebiye, 2-3 paket sigara vesile olan aracıya hoopp külçe cepte... Hayatının vurgunu emminin :) Neyse efendim;
Gerizekalı "b" alır külçeyi ilk bir iki gün hava atmasıyla geçer eşe dosta, "nasıl kerizledim aldım" "ulan uyanığım a.q." diye hayatında hiç yaşamadığı övünç duygusunu 48 saat yaşar.
Para aşkı ağır basar hemen götürür bi kuyumcuya satmak ister veee kuyumcu bunu kapıdan ziktir eder. 1-2-3 tüm kuyumcular buna salak muhabbeti yaparr. Noolyo lan a.q. derken.
İlk konuştukları kuyumcuya gitmeye karar verir, içeri girer ama o ilk kapıda konuştuğu karizmatik eksper kuyumcu ortada yoktur. hatta orada çalışan öyle biri yoktur. :) Antalya'nın sıcağında alnından bir damla ter yanağına doğru sızar. Yarr**a geldik mi? der içinden. Giden paraya yanmaz aslında eve gittiğinde eşten dosttan nasıl salak yerine konduğunu yüzüne vurmaları ve gülecekleri gelir, aslında onuda geçer asıl 1 ay boyunca her dakika karısının bunun ağzına zıçacak ki görüntüsü gözünün önüne gelir. Allah'ım yer yarılsada içine girsem diye 3 Kuluvallah 1 Süphaneke okumaya başlar bilinç altından....

Dikkat ederseniz hep kerizlenenler kendilerini uyanık akıllı sanan salaklar oluyor :) Aman diyimm her zaman aptalı oynayın kazıklanmayın :)


.......................


5. Olay ; (Yeter di mi? Tamam be son hikaye) - Tırnakçılık
Sıktım farkındayım ama bunu da okuyun bizzat çok sevdiğim bi arkadaşım tarafından yaşandı.
Cebinde bi tomar para bana geliyordu 5 tane notebook almaya, düşün artık kaç para var yanında....

Şişli'de Halaskargazi'de yürürken yanına bi araba yanaşır, 2 arap biri yarım Türkçe konuşuyor diğeri sıfır.
- Eğğğ Selamın Aleyküm biz var aramak güzzel restoran hmmnnn yemek iiiitttt ittttt
- Haaa lokanta arıon, bak ilerde 3 km. sonra Günay var gidin yiyin ama pahalıdır hehehe
- Biz bilmiyoz para bu kaç mani? (Cebinden 20 lira çıkarır.) Bu yeteeerr? haağğ?
- Yok habibi yetmez o en az 50-100 kaaat lazım
- (Birbirlerine bakarak) yuzzz? Sende var?
- "Al a.q. 100 bu işte 50 bu işte" der paraları çıkarır. İçinden 1 yüzlük alır 1. adama gösterirken adam parayı eline alır; 2. Arap ise bi anda aniden çocuğun diğer elindeki demeti kapar ve saymaya başlar. Biiirrr yuuzzz iki  yuuuzz üçç yuuuzz hee Yuzz falan. desteyi bi anda çok hızlı bi şekilde komple sayar (Burdaki amaç adamın elindeki paranın sayısının ve rakamının tam olduğunu karşındaki gösterip güven sağlamak)
çocuk nooluyo a.q. der desteyi adamın elinden alır diğer 100 lüğüne alır. "hadi tamam ziktirin! hadi aha bak ilerde lokanta der a.q. arapları" der.
Araplarda elşabi mabi diyerek el sallayarak uzaklaşırlar.

Çocuk bize gelir cihazları almaya ama destedeki paranın 2/5 i yoktur. Tırnakçılık adı altında şerefsizler destedeki parayı sayarmış gibi yaparken 3 banknottan 1 ini avuç içine gizlice sıkıştırarak bunu tokatlamıştır. hemen Şişli karakoluna gidilir, ordaki polisler ise aynı hafta yaşanan bu 8. hikaye derler hatta kişiler arap dı dimi derler.... Sonuç fısssss bi b*k çıkmaz.
Bu arada yazdığım yazıya googleda görsel ararken denk geldim yakalanmış şerefsiz.umarım kendisidir!

Tamam tamam daha devamı yok :)
İki okudun fena mı ettin, aman be iyilikte yaramıyo size :)


3 Temmuz 2014 Perşembe

Kandırıkçılar...versiyon 1

Aşağıda yazılanların hepsi bizzat tarafımdan, küçük bir kısmı da çok yakın çevremde cereyan etmiş olaylardır.
Hayatımız boyunca irili ufaklı bir şekilde dolandırılmışız dır. Ya Hüseyin abi verdiğimiz ganyan parasını yatırdım ayağına iç etmiştir. Manita yanımızdayken ya elemanı dondurma alsın diye göndermişizdir nasılsa manitası yanında para üstünü istemez diye para üstünü iç etmiştir vss vss. Anlatacaklarım bunlar gibi ufak çaplı değil. Adamlar yıllardır aynı senaryoları oynuyorlar. Okuyun! Öğrenin! Kandırıkçılar tarafından kandırılmayın! :)

1. Olay ;
Bilgisayar firmasında (özellikle hep bilgisayar satan firmalara aynı kişi uyguladı bu yöntemi) oturursun, derken kapı çalar. Uzun boylu kel bir tip çekingen çekingen etrafa bakarak lafa girer;
- Selamın Aleyküm
- Buyur hocam
- Siz bilgisayar satıyorsunuz anladığım kadarıyla
- Evet aynen
- Yav ben tır şöförüyüm, değişik ülkelere gidip geliyorum, gelirken de yanımda üç beş harçlığımız çıksın diye bişiler getiririm.
- Eee
- Bu seferde notebooklar getirdim hatta bir tanesini sizin üst kattaki komşunuz Hasan Damgabasan'a verdim, tanır beni daha öncede mal aldıydı. (Buradaki cümle ile samimiyet ve güven yarattı. Neden? üst kattaki Hasan'ı tanıyor ve mal vermiş)
- Neler var elinde?
- Abi 10 tane HP xxxxx marka model getirdim. 1 tanesini yukarı verdim kaldı 9.
- Hmmmm kaçtan veriyon?
- Bak ben ekmeğimin peşindeyim ne verirsin bunlara? (Esnaf ağzı)
- (Ulan her biri en az bayi alışımız 1500$+kdv. kdv ziktir et 1500$) Hmmm 500$ vereyim hacı. Ne dersin?
- Abi tanesine 700$ ver. Hatta şöyle yapalım sen bana şimdi para hiç verme; ben yarın Romanya'ya gitcem 3 ay yokum. Sen malları al, sat geldiğimde bana verirsin paramı. Senden şimdi 1 kuruş para istemiyorum.
- Vay a.q. 13500$+kdv lik malı 6300$ a alıyorum. Üstelik para bile vermeden. Parasını da 3 ay sonra vercem Ülen kekooo :) süpermiş. (Güven kazanıldı, karşıdaki adam enayi yerine konuldu roller değişti)
- Abi yalnız ben sana güvenebilirim di mi? Yani 3 ay sonra geldiğimde paramı verirsin dimi veya taşınmazsın burdan di mi?
- (Ulan i*ne bizi kıskaça aldı biz adama güven duymak yerine adama güven sağlamaya çalışırsın kendini dolandırıcı gibi hissedersin bir anda sanki roller değişir) Yok hocam öyle şey olur mu?
- Abi mallar benim tırda, tırda gümrüğün oradaki tır garajında gel gidelim alalım malları yanlış anlaşılma olmasın. Abi yalnız yanına biraz para al ne olur ne olmaz gümrük işi bilirsin zırt diye bişi çıkar bidaa gel git yapmayalım malum bugün cuma, iş pazartesine kalır e zaten bende yola çıkıcam
- Tabi tabi hemen çıkalım
................
- Abi geldik aha burası tır garajı ve gümrük sahası
- Tamam napacaz? (bitirim tip edasıyla sigarandan bi fırt çekip yere atarsın)
- Bekle abi ben ordino işlerini halledip geleyim (Ve gümrük sahasındaki resmi bir binaya girer)
... (10 dakika sonra)
- Abi malları çekmem için 2700TL dediler memurlar bende 300 var üzerimde, 2400 verirsen hemen bitirelim işi, zaten mallar sende kalacak alacağım rakamdan düşerim
- Yav kardeş lafımı olur al sana 2400 bekliyom çabuk ol
- Eyvallah abi hemen geliyorum.
...... (aradan geçen 1 saat ve 7 sigaradan sonra sıkılır adamın girdiği resmi binaya girersin. Bir bakarsın ki içerisi kalabalık ama bizim eleman yok! Ulan nereye gitti bu piç derken bir sağa bi sola bakarsın panik ve midene giren krampla derken bir bakarsın ki arka kapı, ulan nooluyo dersin.... sen dolandırıldığını yeni idrak ederken eleman keyifle yaktığı sigarayı tüttürerek yeni avının peşine düşmüştür bile....)

Şimdi bu yaşanan olayda (bende ucundan döndüm :) ) sadece parasını kaptıran arkadaşlar olmadı.
Adam içeriden gelip,
-"abi telefonunu versene Hüseyin abiyi aramam lazım" diyip parayla beraber telefonunu veren mi ararsın.
-"abi ordino kağıtları arabada kaldı, anahtarı ver ben iki dakka alim senin girip çıkman şimdi sıkıntı olur" diyipte parasını ve arabasını kaybedeni mi ararsın.

Bu olayın tamamı gerçek bir hikayedir. Biz kandırılmadık ucundan döndük, nasıl mı?
ben adamla işyerinin karşısındaki cafe de sohbet ederken işyerindeki elemanımı aradım, "olm kasadan şu kadar para ve arabanın anahtarını getir" diye. Bizim elemanda kıllanmış gelen adamdan sonradan sordum neden kıllandım dedim kelini sevmedim dedi :)) Dedim "anahtarları ver" dedi "yok abi arabanın anahtarları şirkette", "Lan bul gel" diyorum "yok" diyor. Dedim adama yarın gideriz zaten saat geç olacak benimde gözüm mecidiyeköyden cuma günü köprü trafiğinde Erenköy'deki tır garajına gitmeyi yemiyor. Mıyk mıyk etti biraz sinirlendi falan yarın olmaz ben gidiyorum kaçırdınız mis gibi karı falan dedi atarlandı vaktimi harcadınız falan dedi gitti adam. Aradan zaman geçince bir sohbet ortamında bir kaç meslektaşla konuşunca aynı adam ortamdaki herkesi tokatlamış :) Kimsede yedirip birbirine anlatmamış. Ulan i*neler anlatmazsanız kim bilecek anlatın ki başkaları dolandırılmasın..
Neyse efendim eleman bir gün telefonla aradı beni sesinden tanıdım, sağlam bi küfür ettim o daha anlayıp cevap verene kadar telefonu suratına yedi pez...venk!
Sonra bir gün tv de dolandırıcı yakalandı başlığıyla bir haberde gördüm iti.....


konu başlığının devamı gelecek.....


Trafik ve kalıp denklemi....

Yazılarımı genelde cuma geceleri bir kadeh merlot şarap eşliğinde yanında bir parça isli peynir veya kaju ile yazarım. Bu sefer Ramazan'a denk geldik orta kıvamda çay eşliğinde yazıyoruz ya du bakalım....

Neyse efendim bu seferki konumuz yine trafikle alakalı. Motosikletleri ve motorcuları severim (apaçiler hariç) ve mümkün mertebe yol vermeye çalışırım.

İstanbul trafiği tüm dünya trafiğinin aksine genelde sağ şeridi sola göre hızlı akar, e bende malum %90 sağ şeridi kullanırım böylelikle emniyet şeridini kullanan özellikle çakarlı danalara tacizde de bulunurum. Neyse efendim şimdi ben en sağdan tın tın giderken mümkün oldukça sola yanaşırım ki emniyetten veya bariyerle çizgi arasından motorcu arkadaş rahat geçsin diye. (Aynamı düşünüyosam namerdim :))  )



Bazen sağol diye dıtdıt yapan arkadaşlara denk geliyorum, tebessümle cevap veriyorum onlara. Neyse efendim ben böyle kocaman neredeyse sıkışarak bir arabanın bile geçebileceği yer varken sağ tarafımızda, bazı danalar ısrarla benim sol tarafımdan geçmek istiyor. Ulan denyo zaten sen geç diye olabildiğince solumdaki arabaya yanaşmışım adamla ilişkiye girecez resmen ne b*k yemeye oradan geçmek istersin amacın çaban nedir?

İnsen dövmeye kalksan kask faktörü var bi kafaya bakar işimiz :) adam zaten zırhlı giyinmiş mübarek savaşa giden haçlı ordusu gibi, bişi işlemez. (Kask ve koruyucu ekipman takan arkadaşları canı gönülden kutluyorum)
Bazende özellikle yazın, bunalmışım camı açmışım kolumu dışarı uzatıyorum vıınnnnnnnnn diye bişi geçiyo yanımdan, kolumu refleksle almasam kol gitti a.q.
Arkadaşlar lütfen dikkat! Benim kol en fazla kırılır ama sen sinek gibi yapışırsın bir yere aman diyim.

Birde şöyle bir mevzu var, trafikte bir motor çarpıp kaçsa bir daha bulma şansın yok. Evet yok!
Bugün üşenmedim Cevizlibağ-Bahçelievler arası 5 km. E-5 de yanımdan geçen (en sağ şerit) motorların plakalarına baktım 50 motor geçtiyse sadece 11-12 tanesinin plakası düzgün okunuyordu. Bazısı ya yok, ya kıvrık, ya birşeylerle örtülü. Bi b*k yapacaksan motorla yaparsan yakalanma şansın sıfır! ;)

Katılıyorum maalesef Türkiye'de motosikletlere gereken değer trafikte verilmiyor. Çok horlanıp görmezden geliniyor belki ufak oldukları için.... Belki mi? Bence kesin!
Şöyle ki; Buna benzer bir hikaye daha size;
Benim araba sağolsun eşek gibi kocaman. ehem ehem :P (Suv değil o kadar da görgüsüz değiliz) Trafikte sıkıntısız gidiyorum, benzinciye girsem pompacı kapıyı açıyor falan filan;
Bir gün (bu kışın kar yağarken) bizim baldızın arabası bendeydi, onda da Getz var mavi. vay dedim ufak araba şıkşıkırdım gezelim biraz yerlerde kar mar neyse efendim iş yerine varana kadar en az 10 kişi sıkıştırdı, el kol hareketi, küfür :P ana bacı sövme ne ararsan var. Çoğuda ticari taksi. Ulan dedim nooluyo a.q. Kullanmamda da sorun yok, her gün gittiğim güzergah, acaba dedim arabanın yanında arkasında bişimi var indim baktım bişide yok. Kimse zikine takmıo trafikte küçüğüz diye. Gelen giden vuruyo a.q. Şamaroğlanı gibi. Bu bir iki gündür yine bende ufaklık, ulen yine trafikte şamaroğlanı oluyoruz... İnsan hemen "eski bir büyük kamyonet alim yiyosa gel sıkıştır bakalım tospa" düşüncesine başlıyor insan.
O zaman anladım ki her yerde (hayatta) olduğu gibi trafikte de büyük balık küçük balığı yiyor aga!
Motorcu kardeşlerim Allah kolaylık versin sizlere...